DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Amasya °C

BİTMEYEN MUHABBET

BİTMEYEN MUHABBET
REKLAM ALANI
11.10.2025
147
A+
A-

BİTMEYEN MUHABBET

-Yolcuyum.

Otobüse bindim Ankara’dan Amasya‘ya geliyorum.

Elimde de evvelden çantama aldığım Suluovalı hemşehrimiz Serpil Öztürk’ün ‘Zelife’ adlı kitabı var.

Kitabı yolculuğum esnasında okumaya o kadar hevesliyim ki koltuğumu seçerken kitabın ilk sayfasını açmışım bile.

On altı numaralı koltuğun yanına yaklaştım, tam kol çantamı üst bagaja koyacağım, arkadan küt birisi üstüme devrilircesine bana toslamaz mı !

-‘Amca ben oraya oturacağım’ dedi.

-‘Yav genç adam biraz yavaş olsana’ dedim.

Tekrar: ‘Amca bana koridorda seyahat mideme dokunuyor. Ben cam kenarına oturayım’ diye ısrar edince, ‘Tamam buyur‘ dedim. Ve bende on beş numaraya oturdum.

Otobüsün orta kısmına on beş numaraya oturdum. Çocukta on altı numaraya oturdu ama çocuk dil makinası sanki. Çene kuvvetli.

Başta benim soyumu sopumu sordu, sual etti, hafızasının nüfusuna geçirdi.

Durur mu: İşimi gücümü, elimdeki kitaptan ötürü kitabı nasıl okuduğumu, kitap okurken erinip erinmediğimi sual etti durdu.

Yav; o kadar sıkıldım ki elimdeki kitabı sinirden sıkarak terletmiş, sırılsıklam etmişim. Evet: O kadar sıkıldım ki; boş yer aradım yok. Otobüs tıklım tıklım.

Yer değiştirmeye kalksam; ya yanına vardığım da aynı çıkarsa ne yapayım ne edeyim diye düşünürken bu kez ben onu sual etmeye başladım.

Kimsin, nesin, ne iş yaparsın falan filan. Azıcık da olsa ona hiç fırsat vermeden, dereden tepeden sorularım-suallerimle onu boğunca birden aklıma kitap okumanın faydaları geldi. Ona, ‘ölümsüz bir arkadaş arıyorsan kitaptan iyisini bulamazsın’ dedim.

-‘Ben kitap okuyamam’ dedi

-‘Peki yardım sever misin’ dedim.

-‘O Benim işim Amca’ dedi.

-‘İşte senin bu iyilik severliğine, yardım severliğine çok sevindim Arkadaş. Bak yine gözlüğümü evde unutmuşum. Gözlerim şu kitabın harflerini seçemiyor. Gel şu kitabı bana elli üçüncü sahifeden itibaren okumaya başla bakalım ‘ deyip kitabı eline tutuşturdum.

Hık mık diyecek oldu. Sus işaretiyle susturdum.

Ancak: inkar edemediği yardım severliğini hatırlatınca kitabı okumaya başladı. Lakin elli altınca sayfanın sonuna gelince esnemeye, dili peltekleşmeye ve boynunu sağa, cam tarafına yaslayarak kestirmeye başladı. Ve yahutta numara yapıp beni kandırmaya çalıştı. Aslında kitap akıcı ve okuyanı yormayan bir eser. Ancak.

-Her neyse.

O beni kandırdım zannederken benim onu kandırdığımın farkına varamayan bir gençlikle karşı karşıya olduğumun bilinciyle Kitabımı saygı ve muhabbetle okumaya başladım. Uzun bir zaman okuduktan sonra bende sızmışım.

Lakin: Zaman mı akıp geçti, yoksa zamanı ben mi doldurdum bilemem.

Bildiğim önemli ve tek şey ise ne toplumumuz okumayı seviyor ne de gençlerimize okuma sevdiriliyor.

Çare mi ?: Kitap okuma, şiir okuma yarışmaları düzenlenmesi. Yarışmacılarında toplum içinde ödüllendirilmesi bir çare olur diye düşünüyorum.

Yani: Kitaplarla dost olmanın mutlaka bazı yolları vardır. Onu da: Kitap okumak suretiyle kitaplardan arayıp bulacağız.

Haydi kitap başına.

YAZAR. EKREM GÜN

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.