RAMAZAN
RAMAZAN.
-Mübarek Ramazan ayı geldi yine…
Ramazan denilince ilk aklıma gelen anlarımı yazmak istedim…
Orta birinci sınıfta sınıf arkadaşlarımın çoğu oruç tutuyordu. Ailem seneye tutarsın dediklerinden o sene oruç tutmadım ama tutmadığım için sınıfta mahcup oluşumu anımsıyorum. Ertesi sene tuttum hemen…
Mahallede arkadaşlarla sokakta ezanın okunmasını beklediğimi ezan okunur okunmaz eve koşuştuğumuz aklıma geliyor sonra…
Babam tedbir olsun diye ezanla hemen orucu açtırmazdı. Namaza dururdu selam erene kadar yemeğin derdi. Onun selam vermesini beklerdik bir de…
Küçükken aşırı karnım acıkırdı. Son saatler kıvranırdım nerdeyse…
Komşularla karşılıklı iftarlara gittiğimizi anımsıyorum…
Sahurlarımızı…Annemin kendi açtığı yufkalarla yaptığı börekleri ve böreğin ortasını babama vermesini….Babamın sadece ramazan aylarında pastırma almasını ve sobanın fırınında yaptığı pastırmalı yumurtayı anımsıyorum.
Üniversite yıllarımda ramazan ayları final sınavlarıma denk gelmişti genelde. Bu sebepten en zor oruçlarım üniversite yıllarıma denk gelen oruçlarım olmuştur. Üç dört saatlik uyku ve oruç halimle girdiğim sınavlar… İftar zamanı oluşan uzun iftar yemeği kuyruklarında beklemek… Gece odamızda arkadaşlar ile sahur yapmak…Oruç tutmayan arkadaşlarım da vardı okulda. Onlarla iftara giderdik; onlar akşam yemeği yerdi biz tutanlar iftar yemeği. Ezan okunana kadar bizi beklerlerdi tabi… Ötekileştirmeden anlayışla bir olmak hala yaptığımız bir hal arkadaşlarımla… Yurtta piercing takmış, dövme yaptırmış deri ağırlıklı giyinen kızları iftar kuyruğunda gördüğümüzde kendi aramızda “oruç tutmaz gibi görünüyorlar ama tutuyorlarmış” dediğimizi anımsıyorum. Görüntünün ön yargı oluşturmaması gerektiğini öğrenmiş olduk o zamanlar.
Yaz ramazanlarını ayrı bir sevmiştim. Rakımı yüksek Doğanşar ve Gerede’de geçti yaz ramazanlarım. Gerede ramazanları inanılmaz güzeldi. Yalnız oruç açtığımı pek hatırlamıyorum zira ya kurumsal davet vardı ya bireysel davet. İftar sonrası Esentepe’de oturmalarımız. Sahuru Esentepe’de yapıp sabaha karşın eve gitmelerimiz oldu. Koruma Hasan Bey ve eşi Meliha Hanımın Arkut Dağı’ndaki şömineli evde Kaymakam Beyler ve beni davet ettiği iftar, o yemekler, o sofra, şömine, semaverde çay efsaneydi… Benim iftar davetlerim…Hazırlanma heyecanım, koşturmacalarım…
Yasemin Hanımcığım ile ramazan ayında gittiğimiz yetim çocuk bulunan aileler ile birlikte yaptığımız, inanılmaz dersler alıp derin duygulara düştüğümüz maneviyatı yüksek iftarlar…
İstanbul İftarlarım… Gerede’deyken sık sık geçerdim İstanbul’a… Cami cami dolaşmalarımız…Yüksek manevi hislerle ettiğimiz dualar… Sahur sonu Eyüp Sultan’a sabah namazlarına gidişimiz… Defalarca gittiğimiz Sultanahmet iftarlarımız…Ramazan ayında İstanbul’daki maneviyat, ibadetin verdiği huzur inanılmaz…Selatin Camilerin verdiği huzur bir başka aslında…Ablamın evinde yaptığımız harika iftarlar. Elmas ablamızda bir yaz ramazanında Burgaz Ada’nın tepesinde bulunan evinin bahçesinde Kaşık Adası ve Maltepe sahiline karşı kurduğu masada yaptığımız efsane iftarlar…Çamlıca Tepesi’ndeki tesiste kanun çalışı eşliğinde ettiğimiz iftar…
-Bazen yollarda oluşum iftarlarda…
İlk oruçtan bu güne ramazanlarımdan alıntılar yapmış oldum…Zira 32 ramazan geçirmişim. Bu sebeple bu Ramazan bana ayrı özel…İlk 1991 yılında oruç tutmuştum ve 17 Mart tarihindeymiş Ramazan ayı başlangıcı…32 yılda bir aynı tarihe denk gelirmiş ramazan ayı. 11/03/2024 tarihli bu yıl ki Ramazanımla bir döngüyü tamamlamış olmak nasip oldu olacak bana. Rabbim sağlıkla ikinci döngümü de bitirmemi nasip eder inşallah. Anneanneme çekersem ki üçüncü döngüyü gördü kendisi maşAllah…
Bu mübarek ramazan ayımız da hayırlara vesile olsun…Dünya’da da Ülkemizde de zorda darda kalan herkese Rabbim yardım etsin bizleri de yardıma vesile kılsın inşallah. Huzurla geçsin. Güzel anlar yaşamayı, paylaşmanın mutluluğunu yaşatsın bize yine. Bol bol ibadet nasip etsin Allah ve dualarımızı kabul etsin inşAllah…
YAZAR: ASLI GÜLHAN BEK/MALMÜDÜRÜ