KESKİN BİR RÜYA VE KÜRT HASAN(HASAN TEPE)


KESKİN BİR RÜYA VE KÜRT HASAN(HASAN TEPE)
-Geçen haftanın sonlarında rahmetli olan bir arkadaşımı arka arkaya iki gece üst üste rüyamda gördüm.
Sağlık kadar dostluğa da önem veren bu arkadaşım.
Eski Şeker Camii karşısındaki Şeker İş binasının önünde bulunan Ulu ağaca sırtını vermiş elindeki kağıtlara bir taraftan not alıyor, bir taraftan da gelip geçen insanlardan bazılarının üzerine elindeki fıs fıs ile sıvı serpiyordu.
Üzerlerine sıvı serptiği insanlardan çıt çıkmıyor sadece göğüslerine serpilen sıvıya kuzu kuzu itaat edip boyunlarını eğerek bir aşağı bir yukarı yollarına devam ediyorlardı.
Lakin hem aşağıya Orta mahalle tarafına hem de Cumhuriyet Mahallesi tarafına yönelen bu insanlar ki özellikle yaşlılar(Güya Emekliler)biraz ileride öbek öbek toplanıp hiç ses çıkarmadan arkadaşımın yaslandığı ulu ağaç tarafına bakıyor ve de hasret dolu gözlerle hıçkıra hıçkıra ağlayıp gözyaşı döküyorlardı.
Beni görünce sertçe yanına çağırdı.
Uçarak yanına vardım.
Elindeki kağıdı ve kalemi bi hışımla bana verdi.
Elinden aceleyle aldığım kağıdı bir çırpıda su içer gibi okudum.
Yine çekinmez, dobra dobra tavrıyla bana sertçe bağırdı, sanki emreder gibiydi.
“Madem konuşmuyorsun, yaz bunu” dedi ve ortadan kayboldu.
Kan ter içinde uyandım.
Rahmetli arkadaşımın bana verdiği nottan aklımda kalanları olduğu gibi aşağıya aktarıyorum:
-“Biz yaşlılar gelecekten sorumluyuz.
Ne ekersek onu biçeceğiz.
Geçmişlerini unutan bu gözü yaşlı insanlar bizim iş arkadaşlarımız. Üzerlerine de; Şeker Fabrikasının İşletme bölümündeki Alüminyum Sürahiden doldurduğum Şeker Şerbetinden şerbet döktüm.
Ki: Dünü hatırlasınlar, çalışma hayatındayken yaşadıkları dostlukları hatırlasınlar. İnsanları yaşatan hatıralardır. Hatırlarını, hatıralarını unutmasınlar yedikleri ekmeği unutmasınlar diye bu şeker şerbetini üzerlerine döktüm.
Ve de Eski Şeker Camimize ve kendilerinden kesilen aidatlarla yapılan Şeker İş Binasına sahip çıksınlar diye eski arkadaşlarımın yolunu burada kestim.
Evet bu Şeker İş binası sizlerin alın terinden kesilen aidatlarla yapıldı ama ne size ne de halihazırda çalışana bir faydası yok.
Oysaki bu Şeker iş binasının hem Şeker Emeklisine hem de Çalışanına faydası olması gerekmez mi ?
Eğer hâlihazırda Şeker Fabrikasında çalışanına ve Şekerden Emekli olanına faydası olmaz ise kime faydası olacak.
Şu anki haliyle binanın tüm bölümleri kiraya verilmiş olup amacı dışında başkaları tarafından kullanılmaktadır.
Yani: Hâlihazırda ne fabrikada çalışanına nede Şekerden emekli olanına da faydası yoktur.
Ve; Tavsiyem ve vasiyetim odur ki: Tüm Amasya Şeker Emeklileri ve halihazırda Şeker Fabrikasında çalışanları bir araya gelerek Suluova Şeker İş binasından kendilerine Şeker Emeklileri ve çalışanları için Dernek Merkezi olarak bir yer tahsis edilsin. Bunun doğal hakları olarak kabul etsinler. Ve bu bilinçle bir araya gelip haklarına sahip çıksınlar. Boş vermesinler.
İşte; Üzerlerine şeker şerbeti serptiğim bu Şeker Emeklisi Arkadaşlarımız geçmişine sahip çıksın, birbirlerini unutmasınlar diye bunu yaptım.’’
Notta daha çok tavsiye veyahut vasiyet var idi. Ancak benim rüyamdan hatırladıklarım bu kadar.
İşte; benliğime hüzün veren ve bir anda olsa beni geçmişime götüren bu rüyanın kahramanı: Amasya Şeker Emeklileri Derneğinin kuruluşunda çok büyük emeği olan, Dernek tüzüğünü imzaladığı günden yirmi dört saat geçmeden vefat eden açık sözlü, sözü özü bir, sözünün arkasında duran Yiğit Arkadaşımız namıdiğer KÜRT HASAN yani HASAN TEPE‘dir.
Ben: Kürt Hasan’ı rahmet ve saygıyla anarken rüyamda yaşadığım bu vasiyeti yazarak vazifemi yerine getirmeye çalıştım.
Gerisi: Vasiyetlere önem veren bir millet olarak vasiyeti ayakta tutmakta bir vefa borcudur diye bilmekteyim. Arkadaşlarına duyurulur. Vesselam.
YAZAR: EKREM GÜN