OKULLAR AÇILIRKEN !


OKULLAR AÇILIRKEN !
-BİR ANI VE ÖĞRETMENİM OSMAN BOLULU.
Suluova’da Orta Okul binası henüz inşaat halinde
Orta Okul ve üstü talebeler Amasya Şeker Fabrikasının tahsis ettiği iki servis otobüsüyle Amasya’ya gidip geliyor. Bende onlarla birlikte ortaokul birinci sınıf talebesi olarak gidip geliyordum.
Otobüsün içi tıka basa doluyor, çoğu kez Amasya’ya ayakta gidip geliyorduk.
Zor zamanlardı. Otobüs beni tutuyordu. Bu nedenle okuldan bir ay sonra ayrılıp köyüme döndüm.
Suluova Orta Okul binası ancak 1962 eğitim öğretim yılının birinci devresinin ikinci yarsında eğitime açılınca; bende; Samsun/Kavak ilçesindeki köyümden tekrar ortaokula devam etmek üzere Suluova’ya geldim.
Suluova’da iki odalı bir evde yedi kişilik ailesiyle kirada oturan ablamın yanına yerleştim.
Artık bu ailenin sekizinci üyesiydim ve diğer aile fertlerinden hiç ayrı gayrım yoktu. Hatta fazlasıyla misafir gibi düşünülüp ablam, ablamın kayın validesi Çaycı Ana, Eniştem ve benden büyük iki yeğenim ile benden küçük iki yeğenimin sevgi-saygı dolu iyiliklerini ömrümce unutmadım unutmayacağım.
Allah onlardan razı olsun. Minnettarım.
Ve 1962 Kasım ayının ortalarında Suluova Orta Okulunun birinci sınıfına 123 numarayla kaydımı yaptırdım.
Okula kaydımı Okul Müdürü Osman Bolulu yaptı.
-OSMAN BOLULU:
Suluova Orta Okulunun ilk Müdürü ve aynı zamanda Edebiyat öğretmenimizdi.
Babayiğit bir adamdı. Çok sert mizaçlı ve kuralcıydı.
İyi bir öğretmen, iyi bir İdareci, aynı zamanda iyi bir edebiyatçı, şair, yazar ve ileriki dönemlerde aktif siyasette de bulunan bir şahsiyetti.
-OSMAN BOLULU ve EĞİTİMDEKİ GÜCÜ:
O zamanlar ben 40 haneli bir köyden üç bin nüfuslu Suluova Şehrine gelmişim.
Dilim farklı, giyimim, hareketlerim farklı, birazda mahcup mizaçlı bir çocuktum.
Okulda, derslerde konuyu ve de soruların cevabını bildiğim halde parmak kaldırmaya utanırdım. Öteden beri Suluova da oturanlar ise hepsi bir birini tanırdı. Ama ben henüz ne Suluova ya nede okula alışamamıştım. Yani kendime güvenim tam yerinde değil.
Bu ahval üzere okula devam ederken:
-HAYATIMI DEĞİŞTİREN bir İMTİHAN OLDU.
Dersimiz Edebiyat. Ders Öğretmenimiz Osman Bolulu. Dersin konusu ise Bildiğimiz bir şahsiyeti, bir nesneyi yazılı olarak anlatmaktı.
Yani Kompozisyondan yazılı sınavdı.
Kırk beş dakikalık zaman dilimi içinde yazılı kağıtlarımızı doldurarak Öğretmenimize teslim ettik. Bu benim Orta Okulda Türkçe-Kompozisyon dersinden ilk yazılı sınavımdı.
Kompozisyon sınavında da köyümden tanıdığım hem köylümüz olan hem de Babamın Asker Arkadaşı olan Goca Şerif Amcayı tasvir etmiştim.
Üç dört gün sonraki ilk Türkçe dersimizde Türkçe Öğretmenimiz elinde bi tomar yazılı kağıdı ile sınıfa girerek “Kompozisyon yazılı notlarınızı okuyorum’’ dedi.
Okumaya başlayınca da, beni; sıfır alma korkusu sardı. Hem arkadaşlara karşı mahcup olma duygusu, hem de öğretmenden dayak yeme korkusundan kasılıp durdum.
Sınıfta herkesin yazılı notları okundu, Okunan notlar dört ile yedi arasında idi. Lakin benimki okunmadı. Yine: ’Eyvah Ekrem sıfırı aldın. Dayağa hazır ol’ diye düşünürken.
Öğretmenimiz Osman Bolulu; ‘Ekrem Gün kim’ dedi. Korkarak-ürkerek parmağımı zoraki kaldırdım. ‘Tahtaya Gel Bakalım’ dedi. Korkudan ayaklarım büküle büküle tahtaya Öğretmenin yanına yanaştım.
Benim omzuma elini atarak ‘Arkadaşınız Ekrem: Goca Şerif yazısıyla on aldı’ dedi.
Umulmadık anda-umulmadık zamanda hayatımın şokunu yaşadım.
Bu durum benim sınıfta ve okulda dik yürümemi ve kendime güvenimi artırdı.
Bundan iki üç gün sonra da okul hademesi bana; ‘Seni Müdür odasına çağırıyor‘ dedi. Yine korkmaya başladım. Herhalde sıfır notunu yanlışlıkla on gördü ki bunu bana haber vermek üzere yanına çağırıyor diye ürkerek odasına gittim.
Bana masasının üzerinde duran yarım top, parlak saman kağıdını(yazılı kağıdı) almamı, bundan böyle haftada-onbeş günde bana vereceği kompoziyon ödevini kimseye göstermeden kendisine vermemi söyledi.
Öylede yaptım. Okulumuzda kaldığı süre içinde yirmiden fazla, bana verdiği başlıkla ilgili kompozisyon yazıp kendine verdim.
Yazmaya hiç ara vermememi söyledi.
Ve bende bu değerli Öğretmenimin sözünü kendime sermaye bildim. Öğretmenimin beni onore etmesi kendime güven duygumu artırdı.
Ve ben o gün bu gün yazıyorum.
Yazmayı bana sevdiren Değerli(Merhum) Öğretmenim Osman Bolulu’ya Minnet, Şükran ve Saygılarımı sunuyorum.
Öğrencisini keşfeden, hayata hazırlayan
Değerli Öğretmenlerimize Saygıyla.
YAZAR: EKREM GÜN.