GENÇLER; KARAMSAR OLUP BATMAK MI? İYİMSER OLUP ÇIKMAK MI?


GENÇLER; KARAMSAR OLUP BATMAK MI? İYİMSER OLUP ÇIKMAK MI?
-Yeni eğitim dönemi başladı başlayacak…Üniversiteyi kazanıp okuyacak gençlerin heyecanı şuan yüksektir eminim.
Üniversitedeki ilk günümü düşündüm. Fakülteme ilk girişimi…Dersimin olduğu anfiyi arayışımı..
17 yaşımı bitirmeden gitmiştim üniversiteye 1995 yılı Eylülünde Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümüne…28 yıl olmuş…Değişen çok şey vardır mutlaka…Sınav notlarını hocaların koridor duvarlarına astığı, açıklandığını duyduğumuzda koşa koşa koridorun hangi köşesindeyse oraya kümelenip parmağımızla okul numaramızı arayıp heyecanla yazılı sınav notuna baktığımız dönemdenim. Neredeyse her sınavın klasik olduğu dönemden…O günlerimi, bu günü, geleceği düşünerek birkaç önerim olacak gençlere…
Öncelikle geçmiş olsun. Kaç yılın emeği çabası sonucu Üniversitedesiniz. Üniversite hiçbir haliyle ilk ve ortaöğretime benzemez. Şehir dışında okuyorsanız hele ki peşinizde koşup dersinizi çalışmanızı isteyen aile olmayacak yanınızda. Üzerinize düşen öğretmenlerde…Siz hocalarınızın peşinden koşacaksınız aksine…Belirlediğiniz hedef için emek ve gayretiniz yüksek olmalı. Üniversite eğitimi de bilgiyi alıp sınıf geçilecek yer değil sadece.
Meşhur söylem ile başlayım. Hayatınızda en çok görüştüğünüz beş kişinin ortalamasısınız deniyor ya o sebeple arkadaş seçimi çok çok önemli bir durum üniversitede. Hedeflerinize ulaşma yolculuğunda size eşlik edecek birlikte yol alacağınız karakterli arkadaşlarınız olsun. Onlarla ya da tek yapabileceğiniz o kadar güzellik var ki…Lütfen bunun heyecanında olun.
Öncelikle biliyorsunuz ki yaşanmış her gençlik döneminin kendince zorlukları olmuştur. Dedeniz ne yaşamış, babanız anneniz ne yaşamış, ağabeyiniz ablanız ve şimdi siz…Kimsenin gençliği kolay geçmemiş. Her dönemin zorlukları yanında avantajları da olmuş. Sıyrılan sıyrılmış. Siz de dönemsel ve kişisel zorluklar yaşayacak ve gayretinizle aldığınız yol ile kendi hikayenizi yazacaksınız…Benim okuduğum yıllarda ’95-’99 arası enflasyon ortalama %80 civarıymış. KYK Yurt sayısı az, 8 kişilik odalar ve ranzalı yataklar…Kişisel sağlık sorunlarım…Öğrenci olayları…O kadar negatif durum vardı ki o ayrı bir yazı konusu…Son zamanlarda Ülkeden gitmek isteyen gençlerin sitemlerinin farkındayım. Ne düşünür ve isterseniz saygı duyuyorum ama sizi çok seven ablanız olarak derim ki zorluk çeken her genç grubu bu Ülkeden gitmek isteseydi ; Kurtuluş Savaşı’ndaki 15 liler grubu mesela savaşa değil de Avustralya’ya gitmek isteseydi…Sonraki siyasi sıkıntıların olduğu ’60 lar ’80 leri yaşayan gençlerde…Hepsi gitseydi vaktiyle ne olurdu nasıl olurduk şimdi…Gitmek şöyle güzel olur; gider gezersiniz, farklı eğitim programlarına katılırsınız ya da Silikon Vadisinden teklif alırsınız gibi gitmeler güzel…Kendinizi maksimum donatıp olabileceğinizin en iyisi olup kendinize, ailenize, Ülkenize, insanlığa maksimum katkı sağlayan ve ait olduğunuz toprağa basıp, havasını soluyup, sevdiklerinizle Türkiye’de yaşamak, Ülkeyi ileri götürmek geçmişte bu vatana emek vermiş herkese vefamız olmaz mı? Düşünün, karar sizin ! Bu Ülkeye hatta bu dünyaya sığmayan ruhları olanlara da temennim krizinizin fırsatı ile Mars’a giden ilk Türkler olursunuz umarım…
Güzel güzel okumak isteyenler için; kabiliyetinize göre bilinçli ve istekli seçtiğiniz bir bölümdesinizdir inşAllah. Zira birçok öğrenci bölümü ile uyumlanmazsa tekrar sınava giriyor. Baştan doğru karar vermediğinizi düşünürseniz çok geç kalmadan istediğiniz bölüme yönelmenizi öneririm.
Okurken bölümünüzden mezun olmuş ve başarılı meslek yaşamı olan kişileri takip etmenizi de öneriyorum. Onlar neler yapmışlar da o başarıdalar…Benim dönemimde her bölümün öğrenci toplulukları vardı ve kariyer günleri yaparlardı. Bizim bölümlerden mezun bürokratlar ve siyasiler Fakülte konferans salonunda söyleşi yaparlardı. Bu gruplara dahil olmak etkin yetkin kişiler ile tanışıp network yapmaya vesile olabilir. Organizazyon yapma deneyimi de edinirsiniz.
Yardım amaçlı olan legal sivil toplum örgütlerine katılabilirsiniz. Ben üniversitedeyken görme engellilere kitap okuma desteği vardı. Yaşlı, engelli ya da afetzedelere yardım veya ihtiyaç sahibi öğrenciye örneğin matematik dersi desteği ya da çaldığınız müzik aleti varsa onunla yardım amaçlı etkinliğe katılma gibi sosyal yönünüzü geliştirecek faaliyetlerde olmak size çok zenginlik katacaktır.
Bir yabancı diliniz kesinlikle çok iyi olmalı yanına ikinci dil neden olmasın…Günlük konuşma ötesi yabancı dil öğrenin tabi…
Kütüphane ve kitap kafelerde de ders çalışın.
Yaz tatillerini verimli geçirmelisiniz. İfade yeteneğiniz ve birçok açıdan güçlü olmak için olabildiğince kitap okumalısınız. Maddi durumunuz iyi olsa da yazları çalışmalısınız; cafe, mağaza gibi yerlerde olabilir. İnsanları ve iş yaşamını bir nebze tanımış olursunuz. Kazandığınız parayı mümkünse yine kendinize yatırın; kurslara gidin yararlı sertifikalardan alın. Staj hatta stajlar yapın kamuyu ve özel sektörü tanıyın. Yurtiçi ve yurtdışını gezin. Okul ya da kurumların yurtdışı projeleri ile gidebilirsiniz. Hostellerde kalabileceğiniz kısa geziler de olabilir. Kesinlikle ERASMUS ile gitmeye çalışın.
Mezun olduğunuzda elinizde sadece diploma olmasın. Sertifikalarınız, katıldığınız sosyal sorumluluk projeleri, iş deneyimleri, geliştirdiğiniz yabancı diliniz ve hedefiniz yolunda attığınız adımlar ile oluşturduğunuz network…Sporu unutmayayım. Mezun olduğunuzda fit ve bakımlı da olun. Görgü ve nezaket kurallarını mutlaka edinmiş olun. Dünya standardında bir genç…Neden olamayasınız ki…Kendi iş yerim olsa böyle gayretli ve donanımlı genci kaçırmak istemezdim şahsen.
Birileri yazdığım önerileri gerçekleştirirken siz sakın sırf cafelerde, okul kantininde oturan, umutsuz iç karartıcı gelecek konuşmaları yapan, hayal kurmayan, hedef belirlemeyen, dizi ya da film izleyerek sosyal medyada aşırı vakit harcayan gençlerden olmayın…
Siz gençleri çok seviyorum hele bilinçli gençlere bayılıyorum hayran hayran bakıyorum. Lütfen öncelikle kendiniz sonra sevdikleriniz ve Ülkeniz için güzel kaliteli, faydalı, yenilikçi, heyecan verici durumlarda olun.
Sevgilerimle…
YAZAR: ASLI GÜLHAN BEK/MALMÜDÜRÜ