DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Amasya °C

GİZLİ KAHRAMANLAR !

GİZLİ KAHRAMANLAR !
REKLAM ALANI
30.12.2024
282
A+
A-

GİZLİ KAHRAMANLAR !

-Kahraman; tehlike karşısında ustalık, cesaret veya güç özellikleriyle zorluklarla mücadele eden gerçek bir insan veya edebi eserin ana karakteridir. Kahraman ismi, Türkçe kökenli bir isim olup,’’ cesaret gösteren, yiğit, korkusuz kişi’’, “savaş veya savaş oyunlarında üstün gelen kimse’’ ve genel olarak “bir alanda olağanüstü başarı gösteren kişi’’ anlamına gelir.

Yukarıda ifade edilen sözcükler Kahraman kelimesini ifade için yeterlimi ? Kahraman kelimesi için yukarıda ifade edilen bu cümlelere bende haddim olmadan bir iki kelime daha ilave etmek isterim.

Şöyle ki: Bir köyün, bir ilçenin kurulmasında, o kurulan yerdeki istihdamda katkısı olan, insanlara ekmek aş vermede varını yoğunu ortaya koyan o kimse de bence kahramandır.

-Şimdi sizlere yaşanmış bir olayı anlatmak istiyorum;

Evvela Suluova tarihini ikiye ayıralım. Suluova’nın 1952 öncesi ve 1952 sonrası. Suluova’nın Milattan Sonra bininci yıllara yani Selçuklular dönemine dayanan tarihi ile 1952 yılından sonraki tarihi.

Suluova’nın 1952 yılında önceki tarihini Suluova’da Kamu kurumları ve özel sektör veya şahıslar önümüzdeki aylarda kitap halinde halkımıza neşredeceklerdir. Bu nedenle ben Suluova’nın eski tarihine değil 1952’den sonraki tarihine değinmek istiyorum.

-Şöyle ki:

1952 Yılında devrin hükümeti Ülkede sanayileşmeyi ön plana alarak Ülkenin bazı yerlerinde Şeker Fabrikası kurmaya karar verir. Orta Karadeniz Bölgesinde de bir Şeker Fabrikası kurmak için uygun bir yer arayışına girer. Çeşitli illere Şeker Fabrikası kurmak için uygun bir yer bulmak üzere Ankara’dan heyetler gönderir. Nihayetinde Amasya ve civarı ki ilçeleri de dahil hem pancar ekimine hem de Şeker Fabrikası yapımına uygun yerler vardır.

Şeker Fabrikası kurmak için yer arayan Ankara heyeti Merzifon da, Gümüşhacıköy’de, Boğazköy’de ve de Kayabaşı’nda uygun yerler bulur. Ne var ki, köylüler yani toprak sahipleri, “toprağımız elden gidecek, biz fabrika için toprak verirsek ne ile geçiniriz” diye Şeker Fabrikası kurmak için torak vermezler.

Şeker Fabrikası yapımı için Suluova’da da araştırma yapan heyet yer bulur ancak Fabrika kurulumu için yer veren yoktur. Suluovalıda aynı Merzifon, Gümüşhacıköy vs. çiftçileri gibi “toprağımız elden giderse ne yaparız” düşüncesiyle yer vermeye yanaşmazlar.

Şeker Fabrikası Kurmak için yer arayıp da bulamayan heyet; O zamanlar Turhal Şeker Fabrikasının Pancar Bölge Şefliği olarak hizmet verdiği, Suluova Tren Garının üst tarafındaki yerde toplanmışlar, Ankara’ya olumsuz rapor hazırlamaktadırlar.

Bölge Şefliğinin dışında da Suluova Eşrafı içerdeki misafirlerin hem ne karar vereceklerini merak etmekte hem de bu Ankara heyetini misafir olarak ağırlamadan Ankara’ya göndermemeye kararlıdırlar.

İşte bu sırada Amasya’dan gelen yolcu treni Suluova Tren Garında durmuş yolcu indirmekte. Trenden inen yolcular arasında çok bildik bir zat da vardır. Bu zat Pancar Bölge Şefliğine doğru gelirken Bölge Şefliği önünde bekleyen Suluova eşrafı da onu saygıyla karşılamışlardır.

Trenden inip Bölge Şefliği önündeki kalabalığın yanına gelen bu zat “Hayırdır burada toplanmışsınız hayır mı ? Şer mi ?’’ diye oradakilere sorar. Orada bulunanlardan yani Suluova eşrafından bir zat da durumu kısaca anlatır:

“Suluova’da Şeker Fabrikası kurmak için Ankara’dan bir heyet geldi. Ancak ne Merzifon’da ne Gümüşhacıköy’de nede başka yerlerde uygun yer bulunmasına rağmen toprak veren çiftçi, köylü bulamamışlar. Şimdide içerde toplanıp Amasya’da da Şeker Fabrikası Kurulumu için uygun bir yer bulunamadığına dair Ankara’ya olumsuz rapor hazırlıyorlar’’ demişler.

Trenden inip kalabalığı görünce kalabalığın yanına gelen, etrafta sözünün eri olmasıyla, cömertliğiyle, deli doluluğuyla ve eskilerin tabiriyle “Ekmekli” biri olan bu zat onlardan aldığıyla bilgiyle, topluluktaki yedi kişiyi de yanına alarak Ankara Heyetinin yanına bir hışımla kapıyı tek tıklatarak girmiş.

İçeride toplantı halinde bulunan Ankara Heyeti bir hışımla içeri giren bu zata, “sende kimsin” dercesine bakınca Bu zat kendini şöyle tanıtmış:

“Ben Suluova Mirdehor(Oğulbağı) Köyünden Hacı Mahmutlar Sülalesinden Mustafa Deniz’ im” demiş.

Ve devamla; “Şeker Fabrikası yapmak için yer aradığınızı öğrendim. Ben size yer göstereyim uygun bulursanız alın sizin olsun’’ demiş.

Bunun üzerine Hacı Mustafa’nın ciddiyetini gören Ankara heyeti düşmüş Hacı Mustafa’nın peşine.

Derken, O zamanlar daha da yüksekçe bir tepe olan şimdiki Fabrika Lojmanları ile Şeker Mahallesinin beşinci kısım Kooperatif Evlerinin bitiştiği yere Ankara Heyetini getirerek yeri şöyle tarif etmiş.

O zamanlar arazi tamamen boş olduğundan her yer ayan beyan ortada. Eliyle işaret ederek; “Şu gördüğünüz 2.480 dönümlük arazinin, demir yolunun altı da, üstü de dahil olmak üzere tamamına yakını benim. Ancak burada aynı köyümüzden Gurbetlerin ve Karabacakların da yeri var. Onları ikna etmekte bana düşer. Kararınızı verin. Neticeyi bana bildirin’’ demiş.

Ankara Heyeti Hacı Mustafa Deniz’in bu ciddiyetini görünce kısa sürede araziyi almaya karar verdiklerini şu şekilde beyan etmişler:

“Mustafa Ağa biz bu araziyi almaya karar verdik. Buranın ederi nedir ?” Hacı Mustafa bunun üzerine; “ben para pul istemiyorum. Yalnız diğer hak sahiplerini para pul yönünden de sizler razı edin’’ demiş.

-Ve böylece Şeker Fabrikasının Suluova’da kurulmasına karar verilmişler.

Yinede Devlet hibe ve bağış kabul etmediğinden hak sahiplerine çok cüzi, arazinin değerinin çok çok altında bir bedel ödemiş.

İşte Suluova’yı Şehir yapan, Suluova ekonomisine, ülke ekonomisine ve istihdamına katkı sağlayan Hacı Mustafa Deniz’in bu cömertliği değil mi dir ?

-Zamanımızda kim böyle bir cömertliği yapar ?

Ama Suluca’nın Mirdehor(Oğulbağı) Köyünden Hacı Mustafa Deniz bu cömertliği gözünü kırpmadan yapmıştır.

Zamanımızda ise Amasya Şeker Fabrikasına, “memleketimde bir fabrika kurulacakmış bu da benden olsun” diyerek 2.480 dönümlük arazisini karşılıksız veren Mindehorlu Hacı Mustafa Deniz’i kimse bilmez.

Oysaki bu fedakâr büyüğümüzü herkesin bilmesi, kabrinde de dua etmesi lazım.

Çoklarından duydum. Fabrika kurulurken 52 yaşında olan Hacı Mustafa vefat ettiği 1974 yılına kadar iki yüze yakın kişiyi fabrikaya işçi veya memur olarak aldırmış ve bunların ekmek sahibi ve ev ocak sahibi olmalarına vesile olmuştur. Hacı Mustafa Amcanın ekmek sahibi, iş güç sahibi yaptığı yaşı yetmiş beşin üzerinde olan birçok kimse Hacı Mustafa amcamıza gönülden dua etmektedirler.

-İşte Hacı Mustafa amcamız, dedemiz, ağabeyimiz bence: ‘SULUOVANIN GİZLİ KAHRAMAINI’DIR.

Bu bilgiler başta Eşraftan, Esnaftan olan Hacı Mustafa amcamızın Torunu CEVAT DENİZ ağabeyimiz başta olmak üzere hali hazırda hayatta olan, Fabrikaya işe verdiği birçok kişiyle birebir konuşularak kayda alınmıştır.

Bu İtibarla: Hacı Mustafa amcamıza minnetle “Allah’tan Rahmet” diliyor, Hayatta olan torunlarına sağlıklı ömürler temenni ediyorum.

Allah O Gizli Kahramanlarımızdan razı olsun.

YAZAR: EKREM GÜN

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.