HALUK İPEK, “TÜRKİYE’NİN GÜÇLENMESİNİ ENGELLEMEK İSTEYENLER KARŞIMIZA YEDİLİ MASAYI DİZDİ.”

HALUK İPEK, “TÜRKİYE’NİN GÜÇLENMESİNİ ENGELLEMEK İSTEYENLER KARŞIMIZA YEDİLİ MASAYI DİZDİ.” -28. Dönem AK Parti Amasya Milletvekili Adayı MKYK Üyesi Haluk İpek, Büyük Amasya Otelinde il merkez mahalle ve Köy Muhtarları ile Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileriyle kahvaltı programında bir araya geldi. Haluk İpek’e AK parti Milletvekili Levent Karahocagil, AK Parti İl Başkanı Ekrem Toto ve teşkilat mensupları eşlik etti.Programda açıklamalarda bulunan 28. Dönem AK Parti Amasya Milletvekili Adayı MKYK Üyesi Haluk İpek, 14 Mayıs seçimlerinin öneminden bahsetti.AK Partinin kurucularından olduğunu ve kurulduğundan bugüne kadar Cumhurbaşkanına yol arkadaşlığı yaptığını hatırlatan Haluk İpek; “14 Mayıs seçimleri ülkemizin ve Amasya’mızın büyümesi ile gelişmesine vesile olur inşallah. Ben AK Partinin kurucularındanım. AK Partinin yaşadığı her günü ve ülkemizin yaşadığı her günü tüm sıkıntıları, tüm sevinçleri ile genel başkanımızla birlikte yol arkadaşlığı yaparken yaşadım. Tabi o süreci çok dikkatli takip ettiğimizden, 14 Mayıs bizim için çok önemli bir dönüm noktasıdır. İnşallah Allah bizi mahcup etmez.” Dedi. -DEVLETLERİN BİRİNCİ GÖREVİ ÜLKE VE MİLLETİNE HİZMET YAPMAK, İKİNCİSİ İSE DÜNYA ÜLKELERİ İLE REKABET ETMEKTİR.”Devletin ve hükümetin iki görevi olduğunun altını çizen Haluk İpek; “Devletin birinci görevi, ülkenin toplanan kaynaklarını sağa sola çar çur etmeden yani milletin hazinesinin kaynaklarını öncelikli ihtiyaç sırasına göre planlayıp insanımızın bütün ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu doğumdan ölümüne kadar olan tüm ihtiyaçlardır. Sağlık, yol yapımı, belediye hizmetleri, il genel meclis hizmetleri, ulaşım gibi aklınıza gelen tüm ihtiyaçlarla ilgili ne varsa devletin, ülkenin hazine kaynaklarını insanlara sunmaktır. Bu yeterlimi, tabi ki değil. Devletlerin ve hükümetlerin bir diğer yapması gereken en önemli görevi de şudur: Dünyada tek başımıza yaşamıyoruz. Dünyada başka devletler, başka milletlerde var. Asırlardır insanlığın bize öğrettiği bir şey var. Bu devletlerle, milletler mücadelesidir. Devletler ve milletler birbirleri ile rakiptirler. Yani dünyanın kaynakları vardır, o kaynaklardan kendi insanının daha iyi yararlanabilmesi için mücadele ederler. Yani devletin birinci görevi, ülkeyi iyi yöneteceğiz, ülke kaynaklarını insanlarımızın hizmetine iyi sunacağız ama bu yeterli değil, devleti güçlü tutup diğer devletlerle de rekabet edeceğiz. Bunu yapmak için bunu yapacak olan yöneticileri de halk modern çağda demokrasilerde, sandıkta kendine iyi bir yönetici seçer. Bu seçeceği kişi de ülke kaynaklarını kendisine hizmet olarak sunacak. Aynı zamanda o yöneticiler diğer ülkelerle de rekabet edecek. İşin aslı budur.” Diye konuştu. Türkiye’nin yer aldığı coğrafyanın riskli bir bölge olduğunu belirten Haluk İpek; “Televizyonda seyrettiğiniz o kadar gevezeliğin hiçbir manası yoktur. Şimdi herkes kendine şu soruyu sorsun. Bize bu toprakları bırakan ecdadımız bize iki şey söylemiştir. “Bu ülkeyi iyi yönetin. Biz bu ülkeyi savaştık, didindik, çok büyük mücadelelerle size bıraktık. Burası riskli bir coğrafyadır. Burada büyük medeniyetler güçlü devletler tarafından kurulur. Zayıf olma hakkınız yok. Çünkü herkesin eli bu coğrafyadadır. Herkes buraya elini uzatmak ister.” Türkmenlerin bir atasözü vardır. “Yol üzerinde bağı olanın başı dertten kurtulmazmış” diye. Herkes elini o bağa uzatmak ister ama bağın sahibi güçlü ise kimse yanaşamaz. O yüzden bizim coğrafyamıza el uzatmak için, bizi güçsüz kılmak için PKK’yı kurdular. O yüzden binlerce tır silah veriyorlar. O yüzden PKK ve onun siyasi uzantısını CHP ile kol kola seçime soktular.” İfadelerini kullandı.Haluk İpek açılmalarının devamında şunları kaydetti: “Herkes şunu düşünsün. Biz iktidara geldiğimizde devletin hazinesinde toplanan paranın %83’ü geçmiş dönemin borçlarının faizine gidiyordu. Bu kayıtlarda olan bir bilgidir. Geriye kalan %17 ile de memurun, emeklinin maaşı ödenecek, geriye kalırsa da yatırım yapılacaktı. İşte o yüzden yıllarca bu ülkede yatırım yapılamadı. Köylere o yüzden hizmet verilemiyordu. Biz geldiğimizde bütün bunları kapattık ve o borçlara ve faizlere giden paralar ile milletimize ve ülkemize hizmet götürdük. Faiz lobilerinin ve küresel güçlerin bizimle uğraşmalarının önemli sebeplerinden biride budur. Geçmiş dönemlerde ülke olarak biz hiçbir şey yapamıyorduk. Romanya bile otomobil yapıp bize satabiliyordu. Bizim bir otomobilimiz bile yoktu. Ama şimdi biz kendi otomobilimizi kendimiz yaptık, halkımıza da takdim ettik. Artık her şeyimizi yapabiliyoruz. Gelişmiş ülkelerle rekabet de çok üst seviyedeyiz. İHA’lar, SİHA’lar yapıyoruz. Elektrikli otomobilimiz en üst sekmende yer aldı. Yenilebilir enerjide ilk 5 ülke içindeyiz. Diğer devletlerle de rekabette artık süper lig de oynuyoruz. İşte rekabette üst düzeyde olduğunuzda rakipleriniz sizi istemez. Türkiye’nin 14 Mayıs’ta yaşayacağı seçim budur. Rakiplerimiz ve bazı ülkemiz insanları, savunma sanayimiz gelişiyor ve otomobil yapıyoruz diye rahatsız oluyorlar.” -“14 MAYIS SEÇİMİNİN ÖZETİ; TÜRKİYE LİDER ÜLKE OLSUNMU OLMASIN MI!”Bugün Türkiye’de ki seçimin özeti şudur; Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada söz sahibi olması ya da olmamasıdır. Bizim kaderimiz bölgenin lideri olmak üzerine yazılmış. Ülke olarak bunu yaşayacağız biz. Bu coğrafyada artık biz ne dersek o olacak. O yüzden PKK’yı destekliyorlar. O yüzden başımıza FETÖ gibi bir belayı açmışlar. Şimdi de hepsini yan yana dizdiler. Biz bu bölgenin lider ülkesiyiz ve küresel oyuncuyuz. Mazlum milletler Türkiye’nin güçlenmesini istiyorlar çünkü onların da umuduyuz. 14 Mayıs’ta Türkiye’yi güçlü hale getiren mevcut AK Parti iktidarı devrilsin diye karşımıza bir yapıyı dizdiler. Sonra, sonra ülke tarumar olsun istiyorlar. Neden çünkü Türkiye dünya da güç merkezi olma yolunda. Güç merkezi eskiden Doğudaydı. Sonra Osmanlıyı yıkanlar bu gücü batıya çektiler. İkinci Dünya savaşından sonrada Amerika’ya çektiler. Şu anda dünyanın siyasal merkezi Amerika’dır. Ama şu anda dünyada güç merkezi ve denge doğuya doğru kayıyor. Cin ile Amerika’nın yaşadığı sıkıntıda budur. Ukrayna ve Rusya savaşının sebebi de budur. Dünyanın güç merkezi ve denge merkezinin doğuya doğru kayma geçiş süreci uzun bir süre alacak. Yani Amerika’dan doğuya doğru olan güç merkezinin kayması tahminen 30-40 yıl süreceği tahmin ediliyor. Bu geçiş 30-40 yıl süreceği için de dünyada ki güç dengesi bizim bulunduğumuz coğrafya olacak. Yani Akdeniz ve Karadeniz coğrafyası olacak. O yüzden Dedeağaç’a o kadar silah yığdılar. O yüzden Karadeniz’de sıkıntılar var, Ukrayna’da ki savaş var. O yüzden Irak’ta ve Suriye’de PKK’yı destekliyorlar. Akdeniz’de de bugün tahminen 10 trilyon doları geçen doğalgaz yatakları bulunuyor. Bunun için yeni güç dengesinin oluşacağı bu coğrafyada bizim bu kaynaklardan yaralanmamızı engellemek istiyorlar. Bizim o kaynaklar elimize geçtiğinde bölgenin tek belirleyici süper gücü olacağımızı biliyorlar. Bunu yapan iktidarın AK Parti olduğunu biliyorlar bu yüzden 14 Mayıs’ta karşımıza bu yedili masayı dizdiler. Bir düşünün. İran’da Kürtler var ama İran’a saldırmıyorlar. Irak’ta ki Kürtlerde Irak’a saldırmıyor. Suriye’de ki Kürtlerde Suriye’ye saldırmıyor. Ama PKK Türkiye’ye saldırıyor. Çünkü PKK’nın Kürtlerle bir alakası yok. O küresel oyuncuların maşası ve o yüzden ülkemize saldırıyorlar. İşte dünyadaki yeni güç merkezi uzun süre Türkiye’de ve olacağı için saldırıyorlar. -“DEVLETİMİZİ, MİLLETİMİZİ GÜÇLÜ KILACAK BİR SONUÇLA SANDIKTAN ÇIKMAMIZ LAZIM.”Haluk İpek; “Bana göre, yüzyıl aradan sonra ilk defa bu kadar önemli ve riskli ve bir o kadar da kazancı bol olacak olan 14 Mayıs’ta bir sandıkla karşı karşıyayız. Bu seferki seçim en büyüğü, Çünkü rakiplerimiz çok ciddi bir şekilde Türkiye’yi küçültmek için bir hazırlık içine girdiler. Bir kaos planlıyorlar. O yüzden 14 Mayıs’ta ki sandık da Devletimizi ve milletimizi güçlü kılacak bir sonuçla çıkmamız lazım. Belki de ömrümüzün en önemli sorumluluğudur bu diye düşünüyorum. Belki de ömrümüzün en önemli oyunu kullanacağız bu seçimde. Allah aziz milletimizi mahcup etmesin” diye kaydetti.Kaynak: Suluovayenihabergazetesi-AA/Murat Arslan