DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Amasya °C

HASAN ÇİLEZ; “YENİ YASAMA DÖNEMİMİZ AZİZ MİLLETİMİZE HAYIRLI UĞURLU OLSUN”

HASAN ÇİLEZ; “YENİ YASAMA DÖNEMİMİZ AZİZ MİLLETİMİZE HAYIRLI UĞURLU OLSUN”
REKLAM ALANI
06.10.2021
405
A+
A-

HASAN ÇİLEZ; “YENİ YASAMA DÖNEMİMİZ AZİZ MİLLETİMİZE HAYIRLI UĞURLU OLSUN”

-AK Parti Amasya Milletvekili Hasan Çilez, “Yeni yasama dönemimiz Aziz Milletimize hayırlı uğurlu olsun.” dedi.

Milletvekili Hasan Çilez mecliste yaptığı açıklamada, “27. Dönem 5. Yasama yılımız cuma günü Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda yaptığı hitaplarla birlikte açıldı. Yarın da inşallah genel kurul çalışmalarına başlıyoruz. Yaklaşık 3 buçuk yıldır süren bu dönemde, yoğun parlamento çalışmalarımız gündeme damgasını her daim vurmuştu. Önümüzde ki dönemde de inşallah milletimizin ihtiyacı olan yasama faaliyetlerinin tamamını tüm meclis çatımız altında İnşallah yoğun bir şekilde, gayretle yapacağız. Rabbim bizleri tüm vekil arkadaşlarımı milletimize mahcup etmesin öncelikle.

Evet, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yaklaşık 3 yılı geçti. Üç buçuk yıla yakın bir süresini geride bırakmış olduk. Şöyle geriye doğru baktığımızda Amerika-Çin arasındaki ticaret savaş’ının başladığı bir dönem ve dolar krizi ile başladığımız 27. dönem, daha sonra pandemi süreci ile boğuşan bir süreci hep birlikte yaşıyoruz şu anda. Yine küresel iklim değişikliğinin hat safhaya çıktığı bu günlerde, yangınlar bir taraftan ülkemizin güneyini sararken, seller ülkemizin kuzeyinde birçok canımıza mal oldu, büyük maddi hasarlar açtı. Yine Anadolu’nun orta bölgelerinde de şiddetli kuraklık başta benim ilim, seçim çevrem Amasya olmak üzere kulaklık ciğerlerimizi kavurdu. Bütün bunların hepsi hükümetleri, devleti yönetenleri zorlayan unsurlar. Ama AK Parti iktidarları, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 20 yıldır olduğu gibi bugün de tüm bunların hepsinin üstesinden gelmeyi başardı. Biz bunların üstesinden nasıl geliyoruz? Cumhurbaşkanımızın liderliği, milletimizin bize olan güveni, teveccühü ve duası bizlerin de sahadaki gayretli çalışmalarıyla bunların üstesinden geldiğimizi düşünüyorum. İnşallah bundan sonraki önümüzdeki süreçte 2023’e giderken bu sürecin daha da artarak devam edeceğini düşünüyorum. Rabbim inşallah milletimize bizi mahcup etmesin.

Değerli arkadaşlar bu süreçte Türkiye Cumhuriyeti Devleti uluslararası arenada da çok büyük faaliyetlerde bulunuyor. En son Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanımızın yaptığı konuşma manifesto niteliğinde ve mazlum milletlerin, mağdur milletlerin, dünyanın 5’ten büyük olduğu haykırışı ile birlikte adeta tekrar umudu haline geldi. Güçlenen Büyük Türkiye tüm dünyada ki adaletin tesis edilmesi konusunda da inşallah öncü rol oynayacaktır. Bunun emarelerini hep birlikte görüyoruz. Türkiye’nin bölgesel olarak da büyük bir güç olduğu artık ortadadır. Libya’dan Balkanlara, Balkanlar’dan Ortadoğu’ya, Ortadoğu’dan Kafkaslara ve Afganistan’a kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti bölgenin artık oyun kurucusudur. Biliyorsunuz, Karabağ’ın tekrar işgalden kurtarılmasında Azerbaycanlı kardeşlerimize verdiğimiz destekten tutun, Libya’daki aldığımız rol, Kıbrıs’ın haklarını savunmasından tutun, Suriye ve Irak’ta ki politikalarımız; aslında insanlığın unutulmadığını, insanlığın, insani değerlerin tekrar öne çıkması gerektiğini gösteren onurlu dış politikamızın eseridir. Yine bu bölgelerde biliyorsunuz, Doğu Akdeniz’de bizim münhasır ekonomik bölge olarak ilan ettiğimiz alanlarda hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’imizin hem de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bütün hakları ve menfaatleri ülkemizin tüm güçleri tarafından korunmaktadır. Buralardaki haklarımızdan asla ve kata vazgeçmeyeceğiz. Yine Karadeniz’deki çalışmalarımız faaliyetlerimiz devam ediyor. Artık doğalgaz bulmuş, bunu üretme aşamasına gelmiş ve milletin hizmetine sokmaya hazır bir iktidar bugün Türkiye’de iş başındadır, şükürler olsun. Sabırsızlıkla bu gazın, bu doğal kaynakların ülkemizin hizmetine sokulmasını da büyük bir hevesle bekliyoruz. Bunları nereden beklediğimizi söylerseniz, biliyorsunuz yaz dönemi biz AK Parti Milletvekilleri olarak tamamımız seçim bölgelerimizdeydik. Ben de yazın tamamını seçim bölgemde geçirdim. Seçim bölgemde her gün yaptığımız faaliyetler ile halkımızın milletimizin yanında olduk. Her türlü yapılan programlara iştirak ettik. Çiftçimizin, iş adamlarımızın, sanayicilerimizin, madencilerimizin, esnafımızın hepsinin yanında olmaya gayret ettik. Her gün bir programda onlarla kucaklaştık ve onlardan aldığımız bilgilerin fikirlerin de burada İnşallah hayata geçirilmesi konusunda faaliyetlerimiz devam edecek. Milletimiz ne bekliyor diye baktığımızda, Allah’a şükürler olsun Amasyalı hemşerilerimin Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve AK kadrolara çok büyük bir şekilde destek verdiğini müşaade ettim bu süreçte. Yine ülkemizin önünde problem olarak görülen bütün sorunların tek çözücüsünün, tek çözücü iradenin AK Parti kadroları olduğuna, Amasya halkının tamamen inandığını buradan söyleyebiliriz. Yine Siyasi konulara değindiğimiz zamanda milletimizin beklentisi şu; “artık siyasette yalan konuşulmasın.” Özellikle muhalefetin başını çektiği yalan konuşma hastalığından, ben muhalefet partilerimizin bundan bir an evvel kurtulmalarını kendilerine tavsiye ediyorum. “Yalanla iman bir kalpte olmaz” der büyüklerimiz, atalarımız. O sebeple yalandan artık vazgeçin, milletin gerçeklerini söyleyin ve sadece millete güvenin. Başka herhangi bir şeye güvenip onlardan medet ummayın. Güveneceğiniz tek unsur Aziz Milletimiz olsun. Söylenen yalanlarla milletimizin maalesef belli periyotlarda, belli dönemlerde moralinin bozulduğunu da müşahede ettim bu süre içerisinde. Ama yalancının mumu yatsıya kadar yanar demiş atalarımız. Yine bu yalancıların yalanlarının ama 3-5 saat içinde, ama bir kaç gün içinde ortaya çıktığını, yalanı söyleyenin de yüzünün kızarmadığını maalesef gördük. Yalanlarına devam etmeleri onların yüzlerinin kızarmadığını da gösteriyor. Benim ana muhalefetten özellikle beklentim artık bu yalanları bırakmasıdır. Yine sürekli üç buçuk yıldır bekliyoruz hepimiz, muhalefet partilerinden Cumhuriyet Halk Partisi ve İYİ Parti’nin “Güçlendirilmiş Parlamenter Demokrasi” diye ağızlarına pelesenk ettikleri bir olgu var. Muhtemelen kendileri de ne dediklerini bilmiyorlar. Ne ifade ettiklerini bilmiyorlar. Ağızlarına almışlar bunu, parlementer sistemin yanına bir de güçlendirilmişi koymuşlar, Türkiye’yi eski Türkiye’ye götürmek istiyorlar. Ancak biz Türkiye’yi eski Türkiye’ye götürürken bunu vatandaşa anlatabilmek için güçlendirilmiş kelimesini koyarsak biraz cazip olur diye, alıcısı olur diye düşünüyorlar herhalde. Ama maalesef hala meclis kürsüsünden bekliyorum bir milletvekili olarak, bu vatanın evladı olarak bekliyorum, Güçlendirilmiş Parlamenter Demokrasi nedir? Bunu izah edecek daha bir kelime ile bir tane olguyu ortaya koyamadılar. Koyacakları bir şey olduğunu da düşünmüyorum. 3 buçuk yıl geçti, bir halk oylamasından sonra ki, referandumdan sonra ki süreci de düşünürsek 4-5 yıllık bir süreç ama maalesef hala hiçbir olgu ortaya koyabilmiş değiller. Ben o yüzden özellikle bu yasama faaliyetlerini yapacağımız bu dönemde yalanın olmadığı, millet kürsüsünden yalanların konuşulmadığı, milletin dertlerine çözüm olacak önerilerin konuşulduğu bir yasama dönemi geçirmeyi çok arzu ediyorum. Yine sistem tartışmaları aslında Türkiye’de geride kalmasına rağmen her fırsatta muhalefet partileri bu sistem tartışmasını açarak aslında kendilerine bir alan açmaya çalışıyorlar. O alanı açabilmeleri için de net donelerle, net ifadelerle çıkmaları gerekiyor meydana. Maalesef meydana hiçbir somut öneri ile de çıkabilmiş değiller. Şunu söylemek istiyorum burada; parlamenter demokrasiyi bu ülke biliyor, yaşadı kaç yıldır. Şimdi de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni yaşıyor. Şimdi, yeni bir şey söylediğinizi iddia ediyorsunuz; güçlendirilmiş parlamenter demokrasi. Peki bu nedir, neyi içeriyor? Eskiden eksik olan neydi ki siz bunu güçlendirmeye çalışıyorsunuz? Yeni sistemde eksik olan neydi ki bunu değiştirmek istiyorsunuz? Bunu halkımıza oturup düzgün bir şekilde, düzgün ifadelerle anlatmaları gerekiyor. Aslında AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın çok doğru bir şey yaptığını itiraf ediyorlar. Doğru olan nedir? demek ki parlamenter demokrasi sıkıntılıydı ki biz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini getirdik. Onların güçlendirilmiş parlamenter demokrasi itirafları aslında eski sistemin yanlış olduğunu, sıkıntılı olduğunu, onda mutlaka bir revizyonun olması gerektiğini de kendileri itiraf etmiş oluyorlar bu şekilde. O yüzden parlamenter demokrasi değil, güçlendirilmiş parlamenter demokrasi diye bir hükmü ortaya koymaya çalışıyorlar. Ama bu hükmü de söylediğim gibi maalesef bu güne kadar açıklayabilmiş değiller. Muhtemelen kendileri bir şeyler söylemeye kalkacaklar, bunları söylemeden önce de kendilerine şu soruyu da sormak istiyorum; parlamenter demokrasiye geri döneceksiniz, koltuk kapma savaşlarınız başladı. Biri ben başbakan olacağım diyor, öbürü perde altından işte ben cumhurbaşkanı olacağım diyor, cumhurbaşkanı olan kişi taahhüt verecek diyor. Siz neyin taahhüdünü veriyorsunuz? Neyi paylaşıyorsunuz? Neyin hesabını yapıyorsunuz? Bu hesapları yapmayın, bu hesapların hepsi milletimizden döner. Millete rağmen hesap yapılmaz, yapmayın da. Ülke artık bugünlere geri dönmesin. Bu işleri biz çoktan aştık. Seçimler gününde zamanında yapılır, gelirsiniz milletin huzuruna çıkarsınız, aldığınız yetkiyle de ülkeyi yönetirsiniz. Ve yönettiğiniz bu sistemin hesabını da verecek kişiler net olarak bellidir. Yok ben orada başbakan olacaktım, öbürü cumhurbaşkanı olacaktı, olmayacaktı, öbürlerinin önünü birisi kapattı, bunlarla maalesef siyasi çalkantılarla milletimizin geçirecek bir vakti yoktur. O sebeple şunu söylemek istiyorum, değerli basın mensupları sizlerin aracılığıyla güçlendirilmiş parlamenter demokrasinin ne olduğunu çıkın bir an önce milletimize anlatın ve deyin ki ; Ey Aziz ve Asil Türk Milleti sizin elinize Cumhurbaşkanını seçme yetkisini Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur ittifakı verdi. “Bu yetkiyi elinizden alıyoruz, artık cumhurbaşkanını biz seçeceğiz, siz seçmeyeceksiniz” diyebilecek misiniz? Bunu da açıklıkla milletimize söyleyin. Ben inanıyorum ki Aziz ve Asil Milletimiz almış olduğu bu yetkiyi sizlere geri vermeyecektir. Kendi Cumhurbaşkanını kendisi seçme arzusundan vazgeçmeyecektir diye düşünüyorum. Yeni yasama döneminin hayırlı uğurlu olmasını tekrar diliyorum. İnşallah Aziz Milletimize hayırlı kararlar almayı Rabbim nasip eder bizlere. Ve kazasız belasız tüm meclis çalışanlarımızla birlikte burada çalışmalarımızı İnşallah önümüzdeki döneme taşıyabilme dileklerimle hepinize saygılar sunuyorum.” Diye konuştu.

Kaynak:Suluovayenihabergazetesi/Murat Arslan

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.